1 Kasım 2012 Perşembe

Babadağ Fethiye

Ölüdeniz, Türkiye'de ve Dünya'da ender bulunacak kadar güzellikteki yamaç paraşütü cennetlerinden biri...
Eşsiz doğası, manzarası, kartal yuvası şeklindeki atlama pistleri hepsi bir anda etki alanına alıyor bizi.

Odamıza gelen çam kokuları eşliğinde, heybetli Babadağı'nın gölgesinde konakladığımız Sunshine otelden ayrılıp bizi çeken atmosferine doğru bir keşif yapalım istiyoruz.


Babadağın eteklerinden yukarı doğru kimi zaman toprak, kimi zaman parke taşlı bir yol karşılıyor sizi. Girişinde doğa sporları yapmak isteyenler için ücret alınıyor. Ancak gezmeye geldiğimizi söyleyip 
ücret ödemeden geçebiliyoruz.
Sessizliğin içinde yol alırken kuş cıvıltıları, kimi zaman kovanlardan gelen arı sesleri eşlik ederken güneş ısıtmaktan çok dağın soğuğu içinize işleyerek, oksijenden genziniz yanarak yolculuk yapıyor ve 1 saatte yakın sürede zirveye ulaşıyorsunuz. 

Dağ bir anda renkleniyor, paraşütlerin birbirinden farklı renkleri
kelebek gibi süzülen insanları gördükçe özgürlüğe adım attığımızı hissediyoruz.





1700 pisti, cafe ve daha önce toprak olan zeminin şimdi parke taşı ile düzenlemesiyle modern görünüyor. Rüzgarı sabırla bekleyen paraşütçüler daha çok bu mevsimde yurtdışından gelen yabancılar.




Babadağı'nda toplamda 3 pist olduğunu öğreniyoruz. 1700 metre güney pisti kalkış için en müsahit olan yer olduğunu ve geniş olduğundan dolayı da yan yana dizilen birçok paraşütçünün atlayabileceğini ve tam karşıdan gelen güney rüzgarı aldığı için de genelde burdan uçtuklarını öğrendik.


Muhteşem bir manzaraya doğru süzülürken atlayanlar,
biz de Ölüdeniz'in, Fethiye'nin kuşbakışı görünüşüne  misafir oluyoruz. 






1700 metre yüksekteyken bu manzaraya karşı çay, kahve içmeği kim istemez? Hem de içimiz üşümüşken. İşte tamda o anda cafeyi görüyor, oksijenden dolayı acıkmış karınlarımızı da doyurmak isteyerek kendimize yer seçiyoruz. Etrafımız yabancı turistlerle çevrili. 
Babadağ cafede fiyatlar ise çok ucuz, hamburger, tost gibi yiyecekler 4-5tl iken çay 2tl'den satılıyor.




Güzelce dinlendikten sonra, etrafta biraz trekkinge çıkalım istiyoruz. Çetin geçen kış ve sıcak gören bu dağda bitkiler, bu koşullara göğüs germiş ve ilginç gövdeleriyle ağaçlar ilgimizi çekiyor. Bu ağaça zirvede yalnız olduğundan dolayı "uluğ ağaç" ismini vererek 
büyülenmiş bir şekilde etrafında dolanıp devamlı fotoğrafını çekiyoruz.




Türkiye'de yamaç paraşütünün ilk yapıldığı yer olan Ölüdeniz'de diğer bir pist ise 1900 metrede kuzey zirve pisti. Kalkış alanı oldukça rahat. 




Zirvede olan bir gözetleme kulesinin yakacak odunları dizilmiş.
Atilla'da baltayı kaptığı gibi odunları kırmaya çalışıyor :))



Fethiye'e geldiğinizde güzel bir doğa ve harika bir manzarayı kuşbakışı görmek isterseniz eğer Babadağ'ına mutlaka çıkın deriz...

3 yorum:

  1. süpersiniz yeliziiim!!!!!!!!! arkadasin yeliz ;-)

    YanıtlaSil
  2. Geçen yıl bende Fethiye'de bulundum, gerçekten çok güzel ve gezilecek bir sürü yeri var. Gitmeyenlere mutlaka Fethiye'yi bir kez gidip görmelerini öneririm.

    YanıtlaSil
  3. Güzel bir gezi yapmışsınız tebrikler. Kesinlikle belirtmekte fayda var. Fethiye öyle bir iki günde gezilecek bir yer değil. Fethiye'nin gezilecek yerlerinin hepsini gezdim diyebilmek için en az 8-10 gün ayırmak gerekir.

    YanıtlaSil