22 Ocak 2013 Salı

At binicilik

Atatürk'e göre at bir hayvan olmaktan ziyade kıymeti, değeri yansıttır. At hem taşıyıcı, hem çekici, hem de yönlendiricidir. Atın asilliği, duygusal anlamda sahibine bağlılığı yadsınamaz.
Biz de ata olan sevgimizi onlarla paylaşmak için Zekeriyaköy/Sarıyer'de yer alan Göçmen's Ranch Binicilik Tesislerine gittik.
Haftanın 7 günü açık olan bu yerde dilerseniz çiftlik hayvanları ile vakit geçirebiliyor, sabah kahvaltılarınızı yapabiliyor dilerseniz de çocuklarınızın hayvan sevgisini pekiştirmek için yakından temaslar kurdurabiliyorsunuz.
Ücretsiz olarak yararlanacağınız otopark, oyun parkı ve çiftlik hayvanları gezisinin yanısıra biniciliğinizi geliştirmek ve unutulmaz anlar yaşamak için değerlendirmeniz gereken bir yer.
Çiftlik 250 dönüm arazi içine planlanmış, bir adet doğal gölü ile büyükbaş hayvan ve koyun, keçi ağırlıklı olmak üzere küçük baş hayvanların olduğu ayrıca çeşitli kümes hayvanları, geyik, lama, devekuşu, flemingo, değişik koyun cinsleri, safkan kangal köpekleri ile zengin bir tesis.
Atlara odaklandığım için hemen eşimle bilgi aldık. Doluluk oranının bir hayli fazla olması dolayısı ile at ile dolaşma keyfine ulaşamamış bile olsak onları sevdiğimiz ve sizlerle bilgileri paylaşacağımız için mutluyduk. :)
safkan ingiliz yarış atı

Arap, safkan ingiliz yarış atları, Irısh, draugh ve pony pony gibi at cinsleri bulunuyor.

pony pony

minik at





pony pony

Minikler sıraya dizilmiş atlarının gelmesini beklerken biz de boşluktan istifade seviyoruz.
Göçmen's Ranch binicilik tesislerinde yapılan at binişleri, binişlerin devamında ata binme inme şekli ile acil durumlarda alınması gereken tedbirler bir bir açıklanıyor. Arazi gezileri seyis eşliğinde ve
dersler 45 dakika hoca eşliğinde sürüyor. Fiyatlar ise,


21 Ocak 2013 Pazartesi

Gümüşdere Plajı

Hava kar topluyor söylentilerine kulak kabartmamıza rağmen harika bir haftasonu ve beraberinde hafta başını geçirdiğimiz şu günlerde, lodosun verdiği bahar coşkusu ile evimizde güneşe karşı güzel bir kahvaltıdan sonra dışarı çıktık. Sarıyer'de oturmamızın en büyük avantajı olarak gördüğümüz plajlar ve orman, bu seferde bizi yanıltmadı. Deniz tuzunu yüzümüzde hissedeceğimiz yere doğru yol aldık.

rumeli kavağı
Rumeli Kavağı'nın eşsiz manzarasına karşı demlendikten sonra rotamıza karar veriyoruz.

Gümüşdere Köyü'ne vardığımızda köy halkı neredeyse kahvehanelerde bir araya gelmiş, köyün yaşlıları sandalyelerini dışarı çıkarmış kemiklere ihtiyaç duyulan d vitaminini almak için güneşe karşı keyifle oturuyorlardı. yağmur sonrası birikmiş suda temizlenmeye çalışan kazlar ise izlemeye doyulmayacak şekilde oynaşıyorlardı. :)

kaz


Gümüşdere Plajı, karadeniz kıyısında yaz aylarında iğne atsan yere düşmeyecek şekilde denize girilebilecek mekanlar arasında. Halk plajı giriş ücretinin 20 TL olduğunu öğrendiğimiz ancak kış ayı olduğu için uzun sahilinde ailenizle, sevdiklerinizle, eşinizle keyifle yürüyüş yapacağınız bu yere Sarıyer'den Gümüşdere minibüslerine veya Hacıosman metro istasyonundan kalkan 152 numaralı otobüslerle ulaşabiliyorsunuz.

gümüşdere plajı

gümüşdere plajı

Altın sarısı incecik kumu, uzaklarda sıra sıra demir atmış bekleyen gemiler bizi atmosferine alıyor. 
Başı boş gezen sahipsiz köpekler ise tüm sevecenliği ile karşılıyor bizi.

gümüşdere plajı


Henüz el değmemiş kumsalda bizden başka ayak izi yok, deniz kabukları ise halı gibi serilmiş önümüze. Çeşit çeşit deniz kabuklarını toplamak yerine bozulmadan kalmasını tercih ediyoruz.

deniz kabukları

deniz kabukları

deniz kabukları

Duşların boşluğunu fırsat bilerek şarkılar söyleyip eğlendik :))

gümüşdere plajı



Çocuklarınızı kumsalda oynatmak, köpeğinizle uzun koşular yapmak, eşinizle el ele keyifli bir yürüyüş hayal ediyorsanız kış güneşi yüzünü gösterdiğinde kimselerin aklına gelmeyecek plajlara gitmeyi artık listenize ekleyin ;)

11 Ocak 2013 Cuma

Atatürk Arboretumu

Karlı günlerden sonra kendimizi tertemiz havanın olduğu ormana bıraktık. Bu sefer Belgrat Ormanına giderken Bahçeköy'de bulunan Atatürk Arboretumu'na yönümüzü çevirdik. Arboretumun ne demek olduğunu bilmeyenleriniz vardır; söylemekte çoğu zaman zorluk çektiğim bu kelime "ağaç evi' anlamına geliyor. Anlamına okadar uygun bir yer ki yüzlerce çeşit ağacı görüp tanıyabileceğiniz her ağacın üzerinde adını ve latincesini göreceğiniz eşsiz gizli bir cennet.
Özellikle ağaçların arasında dolaşırken peyzaj mimarlığında okuyanların buraya gelip dolaşmalırının da uygun olduğunu düşündüm, burası onlar için açık hava kütüphanesi gibi.


Düzgün peyzajı ile burası haftasonları ailece yürüyüşlerinizi yapabileceğiniz, içindeki gölde yaşayan ördekleri yakından görebileceğiniz, banklarında oturup dinlenebileceğiniz harika bir yer.
Ancak Atatürk Arboretumu hafta içinde ziyarete açık. Haftasonları ve resmi tatillerde ise sadece serbest giriş kartı alanlar girebiliyor. Yıllık alınan bu kart için öncelikle başvuru yapıyorsunuz ve onay çıkmasını bekliyorsunuz. Zam gelmemiş ise eğer 300Tl karşılığında sahip olabildiğiniz bu kartı her yıl yenilemeniz gerekiyor. Başvuru formunu burdan doldurabilirsiniz.


Her mevsim farklı özelliklerini keşfedeceğiniz bu yerde bankında oturup huzur bulup ruhunuzun dinlendiğinizi hissedeceksiniz.


Arboretumun girişinden biraz uzun bayırdan çıktıktan sonra eskiden kullanılan yangın gözetleme kulesini görebilirsiniz. 




Hayvanlar için düşünülen bu kulubeler bizi Hobbit Köyü'nde hissettiriyor :)




Ağaçlarda ise devamlı karşılaştığımız kuş evleri bizi misafirliğe gelmiş gibi hissettiriyor :) Baykuşun gösterişli kanatlarını bir daldan bir dala süzülürken görürken, farklı cinsteki kuşların haberleşmelirinin cıvıltılarını duyuyorsunuz.


Karanlık, ormana daha hızlı çöküyor. Uzun yürüyüşümüzden sonra eve dönmeye karar veriyoruz.



 Eğer siz de Atatürk Arboretumu'nu merak ediyorsanız yukarıda verdiğimiz linkten veya mail adresi ile 
telefon numaralarından iletişime geçebilirsiniz. 
Telefon:0(212)2261929